Evden çalışıyorum, çoğunlukla bir başımayım. Geçenlerde cevrimiçi bir toplantıda, sırf yapay zekanın lafı geçti diye, sohbet odasına "Ben de şöyle bir blog açtım." diye yazdım. Gören, ilgilenen bağlantiya tiklar diye düşündüm. Moderatör okuyup "Bize anlatmak ister misin Dilek?" dedi. Çok hazırlıksız yakalandım. Kameramı açtım; "Ben, yazabiliyorum ama konuşamıyorum." dedim... 44 yaşındayım... Otuzlarımda konferans salonu dolusu insanlara çokça hitap etmişliğim var. Ben... Ne ara bu hâle gelmişim?.. O zorunlu sosyallikten uzak durabildiğime çok mutluyum ama... İki lafı bir araya getiremez olmak da, ne bileyim?
O kadar tatlı anlamışsınız ki; benden de bunlar fırladı.
Ortamımı bulunca çok sosyal olabildiğimi ve ortam oluşturmak için de sosyal olmaya gerek olmadığını anlayacak yaşa geldiğim için çok mutluyum. Yani 40 sonrası. Şimdilerde ortamın da çok abartıldığını ve sandığımız gibi olmadığını keşfetme yaşındayım. Yani 50 sonrası. Takmaya da takılmaya da gerek yok esasında. Biraz deli kadın olmak gerek şu hayatta. Ben beğenmediğim yerden sıkıldım artık diyerek gidiyorum mesela artık
Ben iş ortamlarının abartıldığını düşünsem de çok yakın arkadaş ortamını seviyorum—gerçi 1 ya da 2 kişi arkadaşım var bunu hissettiğim, o yüzden ortam diyemem galiba 😅
Hayatta en sıkıldığım anlar zoraki şekilde gülümsemek zorunda olduğum iş toplantıları / organizasyonları / yemekleri vs. Yılbaşı partileri hele ki kabusum gibi bir şey. O yüzden bu yazının her cümlesinde kendimi buldum. Tekrar tekrar reshare yapıp paylaştım zaten hehe.
Ortak noktamın olmadığı insanlarla ayıp olmasın diye birlikte olayım eylemini kırk yaşında bırakabilmişim ancak. Kanser katalizörü olmasaydı, o da olmayabilirdi. Ben de iki sosyalleştikten sonra kendimi inime atanlardanım. O inde sosyalleşme sırasında ona buna söylediklerimi irdeleyip, ( ortamı canlandırma adına çok konuştuğumdan ) overthinking’i mi abartmasam daha çabuk sağalacağım. Mecburiyetten kaldığın iş ortamlarında nadiren kafa dengi insanlar çıkabiliyor, o zaman sağda solda kalanlar ve durumun tuhaflığı hakkında gıybet yapıp sıkıntıyı dağıtmak bir dereceye kadar kolay olabiliyor. Onun dışında arkadaş ortamlarında bile aynı haftaya üst üste iki etkinlik koymamalı bence. Güzel yazı, öptüm çok.
Ben de overthinking’i çok abartıyorum, işte kendimi yatağa atınca aklımda bütün geceyi çeviriyorum. İş ortamlarında da kafa dengi olabilecek insanlar var ama sanki ilerlemiyor muhabbet ya da ben çok yabani kalıyorum 😬
Öncelikle profesyonel sosyalliğe nalet olsun Kendi sosyal ortamını yaratıp geliştirmek senin benim gibiler için tek çözüm gibi ama biliyorsun çok zor ve zahmetli bir yandan da. Bence o yatağa atlama isteğinin temelinde azıcık yorgunluk da var. Ya da bilmiyorum ben bugün ters tarafımdan uyandım😬
Bir de sosyal, dışa dönük ve bu yüzden hep onaylanan biriyle büyümüşsen hayat daha zor. 31 yaşındayım hâlâ bu ön kabulden tam olarak kurtulamadım 😑
Tamamen katılıyorum! 😔
Evden çalışıyorum, çoğunlukla bir başımayım. Geçenlerde cevrimiçi bir toplantıda, sırf yapay zekanın lafı geçti diye, sohbet odasına "Ben de şöyle bir blog açtım." diye yazdım. Gören, ilgilenen bağlantiya tiklar diye düşündüm. Moderatör okuyup "Bize anlatmak ister misin Dilek?" dedi. Çok hazırlıksız yakalandım. Kameramı açtım; "Ben, yazabiliyorum ama konuşamıyorum." dedim... 44 yaşındayım... Otuzlarımda konferans salonu dolusu insanlara çokça hitap etmişliğim var. Ben... Ne ara bu hâle gelmişim?.. O zorunlu sosyallikten uzak durabildiğime çok mutluyum ama... İki lafı bir araya getiremez olmak da, ne bileyim?
O kadar tatlı anlamışsınız ki; benden de bunlar fırladı.
Çok iyi anladım sizi! Sanırım pandemiden sonra birçok insan için sosyalliğin anlamı değişti. Blogunuzu da takibe aldım ☺️
Teşekkür ederim. 🙏
O güzel enerjini koru ki böyle enfes yazılar yazmaya devam et benze 😍
Beğendin miiii 🙂↕️🥰🤓
Ay bu tam benim. Ellerine sağlık Derya! Ayrıca Open Water 😭
Teşekkür ederim Tuğba! Open Water 🥴
hani bir ara sosyal medyada bir tabir vardı, “imza, kaşe, mühür” diye. tam olarak o 🥹
çok hoşuma gitti bu 🥹
Ortamımı bulunca çok sosyal olabildiğimi ve ortam oluşturmak için de sosyal olmaya gerek olmadığını anlayacak yaşa geldiğim için çok mutluyum. Yani 40 sonrası. Şimdilerde ortamın da çok abartıldığını ve sandığımız gibi olmadığını keşfetme yaşındayım. Yani 50 sonrası. Takmaya da takılmaya da gerek yok esasında. Biraz deli kadın olmak gerek şu hayatta. Ben beğenmediğim yerden sıkıldım artık diyerek gidiyorum mesela artık
Ben iş ortamlarının abartıldığını düşünsem de çok yakın arkadaş ortamını seviyorum—gerçi 1 ya da 2 kişi arkadaşım var bunu hissettiğim, o yüzden ortam diyemem galiba 😅
Hayatta en sıkıldığım anlar zoraki şekilde gülümsemek zorunda olduğum iş toplantıları / organizasyonları / yemekleri vs. Yılbaşı partileri hele ki kabusum gibi bir şey. O yüzden bu yazının her cümlesinde kendimi buldum. Tekrar tekrar reshare yapıp paylaştım zaten hehe.
Yılbaşı partisine hiç katılmadım, şu an içime dev bir korku düşürdün 😳
Şey zaten daha çok var ya 😶
O zamana yeni is buluruz belki 🥲
Kendi insanlarım 👍🏻
🩵
Ortak noktamın olmadığı insanlarla ayıp olmasın diye birlikte olayım eylemini kırk yaşında bırakabilmişim ancak. Kanser katalizörü olmasaydı, o da olmayabilirdi. Ben de iki sosyalleştikten sonra kendimi inime atanlardanım. O inde sosyalleşme sırasında ona buna söylediklerimi irdeleyip, ( ortamı canlandırma adına çok konuştuğumdan ) overthinking’i mi abartmasam daha çabuk sağalacağım. Mecburiyetten kaldığın iş ortamlarında nadiren kafa dengi insanlar çıkabiliyor, o zaman sağda solda kalanlar ve durumun tuhaflığı hakkında gıybet yapıp sıkıntıyı dağıtmak bir dereceye kadar kolay olabiliyor. Onun dışında arkadaş ortamlarında bile aynı haftaya üst üste iki etkinlik koymamalı bence. Güzel yazı, öptüm çok.
Ben de overthinking’i çok abartıyorum, işte kendimi yatağa atınca aklımda bütün geceyi çeviriyorum. İş ortamlarında da kafa dengi olabilecek insanlar var ama sanki ilerlemiyor muhabbet ya da ben çok yabani kalıyorum 😬
Öncelikle profesyonel sosyalliğe nalet olsun Kendi sosyal ortamını yaratıp geliştirmek senin benim gibiler için tek çözüm gibi ama biliyorsun çok zor ve zahmetli bir yandan da. Bence o yatağa atlama isteğinin temelinde azıcık yorgunluk da var. Ya da bilmiyorum ben bugün ters tarafımdan uyandım😬
Of dimi! Ben de şu an yeni uyanmış olsam da kendimi yatağa atmak istiyorum, kronik yorgunluk lol 😬
Su gibi okudum yine harika bir anlatim☺️
Hihi teşekkürler kuşum 🎀