Discussion about this post

User's avatar
Deniz Ozdag's avatar

Müthiş bir yazı olmuş! Hani derler ya film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti, işte tam olarak bu seriyi okuduğum yılları gördüm bir an. Başa döne döne okuduğum (senin de tabirinle kolay kazanılmış dopamine ihtiyaç duyulan anlar olsa gerek) ve her okuyuşta - bu Serra ne garip karaktermiş ya - demeye başladığımı hatırladım. Ben seriyi hemen hemen Serra'nın günlük tutmaya başladığı yaşlarla eş zamanlı olarak takip ettiğim için o dönem acayip bir yakınlık kurmuştum. Ve gerçeklerin de bazen oradaki gibi olacağını sanıyordum muhtemelen. Paralel olarak İpek Ongun'un Yaş On Yedi, Bir Pırıltıdır Yaşamak gibi "öğretici" kitaplarını da okuyordum ama neyse ki kendime bunlar üzerinden bir kimlik inşa etmeden kurtarıcı başka kitaplarımı buldum.

İlginç olan şu ki o dönemden kalma pek çok gençlik kitabımı yıllar önce dağıtmış, isteyene vermiş veya kaybetmiş olmama rağmen bu seri halen yerinde duruyor. Taşınmalara direniyor, farkına varmadan özenle bakılıyor. Altın Kitaplar baskısı hem de evet:) Sanırım bugünün gözünden ve bilincinden tekrar bakmak adına seriyi dolabın ücra köşelerinden çıkarıp okuyacağım. Farklı bir deneyim olacağına eminim:)

Expand full comment
Darla's avatar

Serra'yı o yaşımda okurken bile sevememiştim :) Ama müthiş bir furya idi ve İpek Ongun ona yazdığımız tüm mektuplara cevap yazıyordu, bu nasıl bir süksedir 6. sınıf öğrencisine tahmin edersin:) Serra'yı bıraktığımda görücü usulü bulduğu eşi ile evlenmek üzereydi, sonrasında iyidir inşallah. Yazı ise muhteşem, emeğine ellerine sağlık

Expand full comment
7 more comments...

No posts